20 Ekim 2008 Pazartesi

yaban domuzu


YABAN DOMUZU


İri gövdesi, kalın ve kuvvetli bacakları ve büyük başı ile güçlü bir görünüşe sahiptirler. Kırçıllı siyahtan açık boza kadar değişik renklerine rastlanır. Yaşlı erkekler kırlaşmış bir görünüm alırlar. Kılları sert ve uzundur. Renkleri kışın daha koyudur. Köpek dişleri gelişmiştir. Erkeklerde alt çenedeki köpek dişi 18-20 cm. kadar uzun olur ve ay şeklinde geriye kıvrıktır. Bunlara bazı yörelerde "çalak" denir. Üst köpek dişi daha kalın ve kısa olup yukarı doğru kıvrılmıştır. Dişilerin köpek dişleri erkeklere nazaran çok küçüktür. Burun kısmı uzun, ucu yassı ve oldukça serttir. Toprağı kazıp eşeleyecek yapıdadır.
İyi bir örtüye sahip her türlü ortamda yaşar. Ancak yapraklı ve karışık ormanları tercih eder. Sazlıklar, sık çalı, kamış, saz ile çevrili bataklık, göl ve akarsu kenarlarında, sık çalılıklarla kaplı meralarda yaşar.
Genellikle gece dolaşır ve yayılırlar. Gündüzleri ormanın, çalılıkların veya sazlıkların sık yerlerinde yatarlar. Yerini sık sık değiştirir. Kızışma devresi dışında dişiler, yavrular ve genç erkekler sürüler teşkil ederler. Sürü başı genellikle yaşlı bir dişidir. Yaşlı erkekler tek dolaşırlar, bazen grup oluştururlar. Yaşlı, güçlü erkeklere 'azılı" dişilerine "beniş", yavrularına "moza" veya "potak" denir. Bölgeler e göre değişik isimler alırlar. Azılıya Diyarbakır'da "erkana", Kastamonu çevresinde "çalgıç" denir. Ekim, kasım ayları içinde çiftleşirler. Dişiler şubat sonu mart başında bir seferde 6-12 yavru doğururlar. Çok iyi yüzer ve sıcak havalarda çamur içinde yatmayı çok severler. Bu davranışın altında yatan gerçek yaban domuzlarının ter bezlerinin olmamasıdır. Domuzların bilinenin aksine kendi pisliklerinin
Bir gece içinde yatağından 5-20 km. kadar uzağa gider, karnını doyurarak geri dönerler.Yaban domuzları 20-25 yıl yaşarlar. Yaban domuzu yurdumuzda Orta ve Doğu Anadolu'da barınmalarına uygun çalı ve orman örtüsü bulunmayan geniş step ve düzlüklerin bulunduğu birkaç il dışında her tarafta rastlanır. Ormanlık alanlarda daha bol miktardadır.
Domuzlar hem otobur, hem de etobur canlılardır. Beyin ve koku alma özellikleri çok gelişmiştir. Beslenmelerinde özellikle palamut, ceviz, kestane, fındık vs. gibi tohum ve meyveler yanında bitki artıkları içerisindeki solucan ile böcekler de önemli yer tutar. Ağaçların altındaki yapraklar içerisinde bulunan bu bitkisel ve hayvansal gıdaları bulup yemek için burnu ile toprağı karıştırırlar. Bu esnada geriye kalan bitki artıkları içerisindeki tohumlar toprağa karışır ve çimlenir. Ormanda belli bir zaman sürecinde ağaçlar yaşlanırken, yeni fidanlar da arkadan gelerek ormanın gençleşmesini sağlar. Böylece ormanda devamlılık söz konusudur. Bunu da sadece ve özellikle yaban domuzları sağlayabilir. Ormanın sağlığı, içinde bulunan yaban domuzuna bağlıdır. Hem ormanımız olsun, hem de yaban domuzları bulunmasın demek; doğanın yapısına uymaz. Kültür bitkilerine verdiği zararın yanı sıra, inancımızdan kaynaklanan (etinin haram oluşu) nedenlerle orman için bu kadar yararlı olan yaban domuzlarını düşman kabul etmek doğru değildir. Sonuç olarak; sağlıklı ormana sahip olmak istiyorsak yaban domuzlarına da yaşama hakkı tanımak zorundayız. Yani, ormanımızdan domuzu eksik etmemek gerekir.
Dikkat: Ayrıca yaban domuzunun etinde "trichin" denilen parazitin olma olasılığı yüksektir. Etinin yenilmek istenmesi halinde, bir veteriner gözetiminden geçirilmesi gereklidir. Yaban domuzuna yerleşen parazitler ve yerleşim bölgeleri şunlardır:
Trichina spiralis : Adale içerisinde ve bağırsakta.
Cysticercus tenuicollis : Karaciğerde.
Cysticercus cellosa : Beyin, adale ve gözlerde.
Not: Bu parazitlerin domuz etinde varolup olmadığına dair karar verme yetkisi veteriner hekime aittir.
Yurdumuz dışında Avrupa ülkelerinin tamamında, Batı Rusya'da, Kafkasya'da, Iran, Afganistan, Tibet'e kadar yayılış gösterirler. Ortadoğu ülkelerinde, Irak, Suriye, Lübnan ve İsrail'de, Kuzey Afrika'da Mısır, Tunus ve Cezayir'de yaşarlar.
Kaynak:

Avcının Temel Eğitim Kitabı

Hiç yorum yok: