16 Ekim 2008 Perşembe

AV HUKUKU VE AVCILIK MEVZUATIMIZ

AV HUKUKU VE AVCILIK MEVZUATIMIZ

ANAYASA:
Anayasamızın 56. maddesine göre; " herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek devletin ve vatandaşların görevidir. " Anayasamızda yer alan bu hak Birleşmiş Milletler örgütünce de
temel insan hakkı olarak kabul edilmiştir.

3167 SAYILI KARA AVCILIĞI KANUNU:
Ülkemizde kara avcılığını düzenleyen temel yasa, 1937 yılında yürürlüğe giren 3167 sayılı Kara Avcılığı Kanunundur. 3167 Sayılı Kara Avcılığı Kanunu ile yurdumuzda av ve yaban hayatının korunması, geliştirilmesi ve sürdürebilir avcılığın sağlanması ile av düzeninin kurulması faaliyetleri Orman Bakanlığı'na görev olarak verilmiştir. Bu yasa av hayvanlarını avlanma zamanına göre 3 gruba ayırmıştır.
1- Her zaman avlanabilenler
2- Belli zamanlarda avlanabilenler
3- Avlanması yasak edilenler
Yasanın 16. maddesine göre oluşturulan Merkez Av komisyonu (MAK); her yıl en az bir defa olmak üzere Orman Bakanı veya görevlendireceği kişi başkanlığında toplanarak, o av dönemine ilişkin avlanma usul ve esaslarını kapsayan ve bir sonraki MAK kararına kadar geçerli olan kararları almaktadır.
Avcılık izni ve av tezkeresi ile ilgili düzenleme yasanın 10.ve 15. maddelerinde yer almaktadır. Av tezkereleri vali ve kaymakamlar tarafından 5 yıl geçerli olmak üzere verilmektedir.
Koruma ve ceza hükümleri yasanın 20. ve 26. maddeleri arasında yer almaktadır. 20.Maddeye göre; orman ve köy bekçileri bu yasaya aykırı hareket edenleri yakalamaya ve en yakın karakola teslim etmeye yetkilidir. Ancak; bu maddeye göre durum bir tutanakla saptanarak sanığın serbest bırakılması gerekmektedir. Bu maddedeki orman bekçisi o yeri korumak
ve kollamak görevi verilen kişidir. Yani o yerle sorumlu orman muhafaza memurudur. Orman muhafaza memurları da 06.03.1966 tarihli Orman Muhafaza Memurları Görev ve Çalışma Esasları Hakkında Yönetmelikte yer aldığı üzere;
3167 sayılı Kara Avcılığı, 6831 Sayılı Orman Kanunu ve 1380 Sayılı Su Ürünleri Kanunu ilgili hükümlerine göre yasalara aykırı avlananları men etmek, avlarını ve vasıtalarını zaptetmek, sanıklar hakkında tutanak düzenleyerek yetkili mercilere bildirmekle yükümlüdürler.
Yakalama (el koyma veya zaptetme) yetkisini, yasalardaki müsadere (zoralım) ile karıştırmamak gerekir. Yakalama yetkisi kişilerin özgürlüğü ve haklarıyla ilgili olduğundan ancak yasayla verilir. Sadece genel kolluk kuvvetlerinden Jandarma ve Polis kendi kuruluş yasaları ile av
suçlarının takibine ve sanıkları yakalamaya yetkili kılınmıştır.
Zoralım ise, mahkeme kararıyla olur.Zoralımda eşya sahibinden alınarak devlet mülkiyetine geçirilir. Yakalama ise, suça konu eşyanın zilyetliğinin kişinin rızası olmadan elinden alınması ve yetkili makama teslim edilmesidir.
Kara Avcılığı Kanununda zehirle avlanma dışındaki cezalar genel olarak para cezasıdır. Suç tutanakları C.Başsavcılıklarına ulaştığında yapılan soruşturmada sanılar suçlu bulunurlarsa TCK.119. maddesi gereğince para cezası verilmektedir. Ancak suçlu C.Başsavcılığı tarafından kendisine yapılan para cezasını ödeme tebligatına rağmen on günlük yasal süre içinde
parayı yatırmazsa o zaman hakkında Sulh Ceza Mahkemelerinde kamu davası açılmaktadır. Para cezası miktarı 1 Ağustos 1999 gün ve 23773 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak 4421sayılı Türk Ceza Kanunu ile Cezaların İnfazı Hakkında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun çerçevesinde her takvim yılı başından geçerli olarak belirlenen yeniden değerlendirme oranında
artırılarak hesaplanmaktadır

6831 SAYILI ORMAN KANUNU:
6831 Sayılı Orman Kanunu avlanmaya ilişkin hükümler içermektedir. 6831 S.K nun 14/C maddesi ormanların göl ve derelerinde dinamit atmak ve ağ salmak suretiyle avlanmak yasaklanmıştır. Aynı kanunun 80. maddesi ile de orman memurları; av teskeresi olmayanları ve orman idaresinden izin almadan 14/C maddeye aykırı hareket edenleri mene ve
bunların avlarını ve vasıtalarını zaptetmeye yetkili kılınmıştır.

I.A. AV SUÇLARININ TAKİBİ VE MEVZUATIMIZ
Av mevzuatımızın temelini 3167 sayılı Kara Avcılığı Kanunu, 6831 sayılı Orman Kanunu ve her yıl yenilenen Merkez Av Komisyonu Kararları oluşturmaktadır. Bunların yanı sıra taraf olduğumuz Uluslararası Sözleşmeler av mevzuatımızı tamamlamaktadır.
AVLANMA SUÇLARI:
Orman Kanunun 14/C, ve 80. maddeleri ile 3167 sayılı Kara Avcılığı hakkındaki kanun hükümleri Türkiye'de,karada ve akarsularda, göllerde avlanmayı düzenlemiştir.
Ormanların göl ve derelerinde dinamit atmak ve ağı salmak suretiyle avlanmak yasaktır.(6831 S.K. Md. 14/C) Orman memurları,av teskeresi olmayanların ve orman idaresinden izin almamış olanların ormanlarda ve orman göl ve derelerinde 14. maddenin (C) fıkrası hilafına avlanmalarını men'e, avlarını ve vasıtalarını zaptetmeye yetkilidirler.(6831 S.K. Md.80) Orman idaresinden izin almaksızın tüm ormanlarda avlanmak yasaktır.(3167 S.K. Md. 8/C) Av işlerine orman idareleri bakar.(3167 S.K. Md.16) Yukarıdaki kanun ve hükümlerden de anlaşıldığı gibi ormanlarda her türlü av işleri,orman idareleri tarafından düzenlenmekte olup,ormanlarda TESKERESİZ ve İZİNSİZ avlanmak suçtur.
Bu suçların takibinde 6831 sayılı Orman Kanunun 80. maddesi gereğince orman memurları görevli olmakla birlikte,3167 sayılı Kara Avcılığı Kanunun 20. maddesi uyarınca,orman,köy ve kır bekçileri de kendi mıntıkalarında bu kanuna aykırı hareket edenlerin tüfek,fişek ve av malzemesi ve avlarıyla birlikte yakalamağa ve bunları en yakın karakola veya muhtar veya köy ihtiyar meclisine teslime mecburdurlar.Buralarda,vaka derhal bir tutanak ile tespit edilir.
Tutanak tanziminden sonra suçlu alıkonulamaz.(Md.20) Avlanma işlerinin düzenlenmesi Av Komisyonları eliyle yıllık mevsimlere göre hazırlanan komisyon kararları ile yürütülür.
Ormanlarda avlanma yasaklarına riayet etmeyenler,diğer orman suçlarında olduğu gibi düzenlenecek suç tespit tutanakları ile adliyeye sevk edilmelidirler.Bilhassa kara av hayvanlarının usulsüz avlanmalarından av hayvanlarının nesli tükenmektedir.
Memurlar bu yönden de suçların takibine hassasiyet gösterdiklerinde,av hayvanları serveti yönünden yurdumuz hayli zenginleşecektir.
Tatbikatta ise,deniz hayvanlarının avlanmasında olduğu gibi,büyük ihmallerimiz olmaktadır.
Avcılık izni genel olarak av teskereleri ile alınır.Bu teskere vilayetlerde valiler,ilçelerde kaymakamlar tarafından verilir.Teskere yurdun her yerinde geçerlidir.(3167 S.K.Md.10)
Suçların takibi ile ilgili olarak, Orman Kanunun 79. maddesinin 2. paragrafında "Talep vukuunda polis, jandarma, köy muhtar ve bekçileri orman memurlarına yardıma mecburdurlar" hükmü yer almaktadır.

I.B. ORMANLARIN KORUNMASINDA MUHTAR VE İHTİYAR KURULLARININ GÖREVLERİNE AİT TALİMATNAME
· 25.3.1957 günlü Bakanlık oluru ile yürürlüktedir.
AV İŞLERİNDE İŞBİRLİĞİ:
Madde 19-Av Kanunu hükümlerine göre:
A)Memelilerden (yaban kedisi, zerdova, kokarca, sincap, sansar, ceylan, gelincik, porsuk, tavşan, tilki, karaca, dağ keçisi ve ayı) B)Kuşlardan (keklik, yabani horoz, erkek sülün, tavus
familyası, bıldırcın familyası, yaban ördeği, sarı asma, yaban kazı, kuğu kuşu, çulluk, turna, toy, kuzgun ve bataklık kuşları)'nın Nisan,Mayıs,Haziran ve Temmuz aylarında avlanmaları.
C)Memelilerden (geyik, dağ koyunu, dağ keçisi yavrusu, karaca yavrusu, yarasa, kirpi).
D)Kuşlardan (turaç, ehli kumrular, kumrular, kerkenez, çalı kuşu, guguk, ağaç kakan, çoban aldatan, dişi sülün, yaban tavuğu, çil familyası, çekirge kuşu, kırlangıç, leylek, puhu, baykuş, sığırcık) ise avlanması tamamen yasak olduğundan hilafına hareket edenler tespit edildiği
takdirde, köy muhtar ve ihtiyar meclisi azaları ve köy bekçileri avlanmalarını mene, avlarını ve vasıtalarını zaptetmeye yetkilidirler.(Orman Kanunu Md.80)
MADDE 20-Ormanlarda,orman göl ve derelerinde avlanılabilmesi için,orman idaresinden izin alınması kanuni bir mecburiyet bulunmasından,belirtilen zamanlarda ve avlanmasına müsaade edilen hayvanların izinsiz avlanılması halinde dahi durumdan haberdar olan köy muhtar ve ihtiyar meclisi azaları;bu gibiler hakkında zabıt tutmakla ve avlarını ve vasıtalarını zapt ve keyfiyeti en yakın orman memurlarına intikal ettirmekle vazifelidirler.

765 SAYILI TÜRK CEZA KANUNU:
Türk Ceza Kanununda (TCK) avcılıkla doğrudan ilgili bir madde yoktur. Ancak zoralımla ilgili 36. madde, yetkili makamların emirlerine uymamakla ilgili 526. madde ve ruhsatsız yivsiz av tüfeği bulundurma ve taşımayı yasaklayan 549. madde dolaylı da olsa kara avcılığı ile ilgilidir.
Av suçu işleyen kişilerin mahkumiyetleri halinde avda kullandıkları suç araç ve gereçlerinin zoralımına TCK' nun 36. maddesine göre mahkemelerce karar verilebilmektedir.
TCK' nun 526. maddesine göre, yetkili makamlar tarafından adli işlemler, kamu güvenliği veya genel sağlığın korunmasına ilişkin olarak verilen emirlere uymayanlar cezalandırılabilmektedir. MAK kararlarına aykırı davrananlar, 3167 S.K da hüküm belirtilmemişse bu maddeye göre
cezalandırılabilmektedirler.
TCK'nun 549. maddesi ile avcılık amaçlı av teskeresiz yivsiz av tüfeği bulundurulması ve taşınması yasaklanmıştır.

2521 SAYILI AVDA VE SPORDA KULLANILAN TÜFEKLER, NİŞAN TABANCALARI, VE AV BIÇAKLARININ YAPIMI, ALIMI, SATIMI VE BULUNDURULMASINA DAİR KANUN VE KANUNUN UYGULAMASINA İLİ,ŞKİN YÖNETMELİK:
2521 S.K nun 9. maddesi ve ilgili yönetmeliğin10. maddesinin (b) ve (c) fıkraları av teskeresi ve sahiplilik belgesi, yine aynı yönetmeliğin 11. maddesi ise av bıçaklarına ait esasları düzenlemiştir.
Avcılık dışındaki amaçlarla av tüfeği almak, bulundurmak ve taşımak isteyen kişiler, oturdukları yerdeki en büyük idare amirinden, bu kanunu hükümleri içinde yivsiz tüfek sahipliği belgesi almak zorundadırlar.
2521 S.K nun 3. maddesinde özellikleri belirtilen ve tanımı yapılan av bıçaklarının iş yeri ve meskende bulundurulması belgeye tabi değildir. Ancak av teskereleri ile birlikte avlaklarda üstte taşınabilir. Av bıçakları meskun mahalde veya şehir içinde av torbası veya çantasında veya ani olarak kullanmayı engelleyecek biçimde kağıt veya bezle sarılmış olarak
üstte taşınabilir.

6136 SAYILI ATEŞLİ SİLAHLAR VE BIÇAKLAR HAKKINDA KANUN:
6136 sayılı Kanunun 4/son maddesine göre yivli av tüfekleri yasasının 7'nci maddesi uyarınca ruhsata tabidir.Bu yasayla ilgili 21.03.1991 gün ve 91/1779 Sayılı Yönetmeliğin 47'nci maddesine göre,yivli av tüfekleri için valiliklerce 5 yıl için taşıma veya bulundurma belgesi
verilebilir.Süre sonunda yapılacak tebligat üzerine 6 ay içerisinde ruhsatın yeniletilmemesi halinde ruhsat iptal edilir ve silah engel hali bulunmayan kişilere devrettirilir.Ruhsatı iptal edilen ve devrettirilen silah için aynı kişi adına bir daha ruhsat düzenlenmez.
Bu yönetmeliğin 2. maddesinde 99/13740 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yapılan değişiklikle yarı otomatik yivli av tüfekleri av tüfeği standardından çıkarılmıştır.Yarı otomatik tüfekler yönetmelik kapsamından çıkarıldığından ve bu tüfeklerle av yapılamayacağından dolayı 29.12.1999 tarihinden itibaren bu tür tüfeklere ruhsat verilmemektedir.

2872 SAYILI ÇEVRE KANUNU:
Çevre yasasının 3. ve 9. maddesinde bitki ve hayvan türlerinin nesillerinin tehlikeye düşürülmesi yasaklanmış olduğundan,hayvanların korunmasına ilişkin alınan önlemlere uymamak,yasanın 20. maddesine göre idari para cezası gerektirmektedir.İdari para cezası o yöredeki en büyük mülki amir tarafından verilmektedir.

1380 SAYILI SU ÜRÜNLERİ KANUNU:
Ülkemizde su ürünleri avcılığı 1380 sayılı Su Ürünleri Kanunu ve bu kanuna göre çıkarılan Su Ürünleri Yönetmeliği kapsamında yapılmaktadır.
1380 Sayılı Kanunun 3. maddesine göre, ticari amaçla su ürünlerini avlayacak olan gerçek ve tüzel kişiler su ürünleri ruhsat teskeresi almak zorundadır.
Ancak bu maddeye 28.05.1986 gün ve 1920 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 3288 sayılı yasaya eklenen hükme göre, spor amaçlı su ürünleri avcılığı yapmak için ruhsat teskeresi alma zorunluluğu yoktur.
Amatör balıkçı yasaklanmamış göl, baraj ve akarsularda, orman içi sular hariç, hiçbir belge ve izin almadan avlanabilir. Orman içi sularda balık avcılığı yapabilmek için orman idaresinden izin ve avlanma belgesi almak zorunludur.
İç sularda en çok iki iğneli olan veya birer iğneli iki oltayla avcılık yapılabilir. Ağın her türlüsü ve 1km2 den küçük göl ve göletlerde motorlu motorsuz tekne ve botla avlanmak yasaktır. Ayrıca tür, zaman, boy, miktar ve yer konusunda da yasaklamalar iç sirkülerde yer almaktadır.
Su Ürünleri Kanunun 33. maddesine göre, denizlerde ve iç sularda Su Ürünleri Yönetmeliği veya Su Ürünleri Sirküleri ile getirilen önlemlere aykırı hareket edenler hakkında, Tarım Bakanlığının su ürünlerinde görevli memurlarının yanında, orman muhafaza memurları ve iç güvenlik görevlileri tutanak tutmak, suçta kullanılan vasıtaları zaptetmek ve bunları adli
mercilere teslim etmekle görevli ve yetkilidirler.

II- ULUSLAR ARASI SÖZLEŞMELER:
1- Kuşların Himayesine Dair Uluslar Arası Sözleşme(PARİS SÖZLEŞMESİ) Bu sözleşme 17 Aralık 1966 gün ve 12480 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir.Sözleşme kuşların yok olmasına neden olan faktörlerin ortadan kaldırılmasına ve özellikle göçmen kuş türlerinin konakladığı ülkelerde korunmasına yöneliktir.
Kuşların üreme dönemi olan Mart ve Temmuz ayları arasında rahatsız edilmemeleri, avlanmalarına yasak getirilmesi ve bilimsel açıdan ya da nesli tehlike altında olan türlerin korunması bu sözleşme kapsamında bulunmaktadır.Söz konusu kuşların canlı ya da ölü olarak herhangi bir kısmının ithali,ihracı,nakli,satışı,satın alınması,verilmesi veya elde tutulması bu sözleşme ile yasaklanmıştır.
Bu sözleşme kapsamında korunması gereken türlerle ilgili olarak ülkeler kendi listelerini her yıl yeniden düzenlemek zorundadırlar.Ülkemizde bu türler her yıl yayınlanan Merkez Av Komisyonu Kararında belirtilmektedir.
2- Avrupa'nın Yaban Hayatı ve Yaşama Ortamlarını Koruma Sözleşmesi (BERN SÖZLEŞMESİ):
Bu sözleşme 20 Şubat 1984 gün ve 18318 sayılı Resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.Ülkemiz bu sözleşme ekinde yer alan korunacak bazı memeli ve sürüngen türlerine çekince koymuştur.Yabani Flora (Bitki) ve faunanın (hayvanların) korunması ve gelecek nesillere aktarılmasının gerekliliği, estetik, bilimsel, kültürel, rekreasyonel, ekonomik ve özgün
değerde doğal bir miras oluşturduğunun bilincinde olarak biyolojik dengelerin devamlılığı için yabani flora ve faunanın temel rolünün bilinmesi, yabani flora ve faunanın bir çok türünün ciddi biçimde tükenmekte olduğu ve bazılarının yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğu dikkate alınarak doğal yaşama ortamlarının korunmasının, hükümetlerin ulusal
amaçları ve propagandalarında göz önüne alınması ve özellikle göçmen türlerin korunmasında uluslar arası işbirliğinin gerekliliği nedeniyle bu sözleşme uygulamaya geçirilmiştir.
3- Özellikle Su Kuşları Yaşama Ortamı Olarak Uluslar arası Öneme Sahip Sulak Alanlar Hakkında Sözleşme (RAMSAR SÖZLEŞMESİ): Bu Sözleşme 17 Mayıs 1994 gün ve 21937 Sayılı resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.Temel amacı sulak alanların korunması ve sürdürülebilir kullanımını desteklemek olan sözleşme kapsamında taraf ülkeler önemli sulak
alanlarını koruma altına almak zorundadırlar.Bunun yanında ülkeler Uluslar arası Öneme Sahip Sulak Alanlar Listesinde yer almayan sulak alanlarını da korumak zorundadırlar.
4- Nesli Tehlikede olan Yabani hayvan ve Bitki Türlerinin Uluslar arası Ticaretine İlişkin Sözleşme (CİTES SÖZLEŞMESİ) Bu sözleşme 20 Haziran 1996 gün ve 22672 Sayılı resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.Milyonlarca Dolar ticaret hacmine sahip olan yaban
hayatının uluslar arası ticareti bir çok bitki ve hayvan türünün yok olmasına neden olmuş, bu nedenle nesli tehlike altında olan bitki ve hayvan türlerinin uluslar arası ticaretini düzenlemek amacı ile söz konusu sözleşme imzalanmıştır.Bu güne kadar yaklaşık 30000 bitki ve hayvan türü bu sözleşme kapsamına alınmıştır.
5- Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi:
Bu sözleşme 27 Aralık 1996 gün ve 22860 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.Sözleşme ile biyolojik çeşitliliğin korunması, sürdürülebilir kullanımı ve genetik kaynakların kullanımından kaynaklanan yararların eşit ve dengeli paylaşımını amaçlamaktadır. Orman Bakanlığı'nca yürütülen korunan alanlar ile ilgili çalışmalar da (Milli Parklar,Tabiatı
Koruma Alanları,Tabiat Parkları ve Tabiat Anıtları) sözleşme hükümleri ile paralellik taşımaktadır.

III- AVRUPA BİRLİĞİ AV VE YABAN HAYATI MEVZUATI:
Avrupa Birliği mevzuatında av ve yaban hayatını kontrol altına alan çeşitli düzenlemeler yer almaktadır. Doğanın Korunması Doğanın korunması konusundaki AB mevzuatı iki ana Yönerge ve iki Yönetmelikten oluşmaktadır.Yönergeler, AB'de doğal habitatların ve onların
içinde yaşayan flora ve faunanın korunmasına yöneliktir.Yönetmelikler, tehlike altında flora ve faunanın AB genelindeki ithalatı ve ticaretinin yapılmasını sınırlar ve Antarktiğin korunması amacıyla bir izleme ve denetleme sistemi kurar.
92/43/EEC sayılı Habitat Yönergesi, Avrupa fauna ve flora türleri ve bunların habitatlarının korunmasında ana mekanizma olmuştur.Bu Yönerge,doğal habitatlar ile ve bunların içinde yaşayan fauna ve floranın muhafazası yoluyla biyolojik çeşitliliğin korunmasında AB genelinde bir çerçeve çizmektedir.79/409/EEC Kuş Yönergesi yabani kuş türlerini ve yabani kuş populasyonunun muhafazası için önem taşıyan yöreleri korumaya yöneliktir.EC/338/97 sayılı Yönetmelik,Nesli Tükenmekte Olan Türlerin Uluslar arası Ticaretine ilişkin CİTES Sözleşmesiyle doğanın korunması konusunda getirilen yükümlülüklere AB tarafından uyulacağını garanti etmektedir.83/129/EEC sayılı yavru foklar yönergesi, yerli halk tarafından
geleneksel yöntemlerle öldürülenlerinkiler hariç, yavru fokların derisinden yapılmış ayakkabı ve giysi gibi ürünlerin ticaretini yasaklamaktadır.Antarktiğin Koruması'na ilişkin 90/3943/EEC sayılı Yönetmelik, Antarktik Deniz Yaşamı Kaynaklarının Muhafazasına ilişkin Sözleşmede yer alan denetim ve gözlem şartlarını uygulamaktadır.


KAYNAKLAR:

-Av Hukuku, Prof. Dr Sedat Ayanoğlu İÜ Orman Fakültesi,2001,
İstanbul.
-FAM Ders Notları, MPGM,2001,Ankara.
-Orman Suçları ve Tazminatlar,Av.Erkal Kızılay,1973,İstanbul.

Hiç yorum yok: