KOPOYLAR - KUPAYLAR
Kopoylar bulmaya alıştırıldıkları av hayvanlarının izinin kokusundan hayvanları takip eden ve takip ederken de kesik kesik havlayan av köpekleridir. Gerek Amerika’da ve gerekse Avrupa’da pek çok cinsleri mevcuttur. Çoğu cinslerde birbirleriyle karıştırılarak elde edilmişlerdir. Bu cinslerin bir kısmı da Avrupa’dan Amerika’ya getirilmiş kopoylardan elde edilmişlerdir. Bloodhound, Plothound vb. gibi.
Amerika’da kopoylar
Amerika’daki avlanma gelenekleriyle Avrupa’nınkiler çok farklı olduğundan kopoyların eğitimleri de farklı olmuştur. Amerika’da kopoyların itaat eğitimleri üzerinde durulmamış, memleketimizde de olduğu gibi, kopoylar ava başlatılırken, tecrübeli kopoylarla ava çıkarılarak zamanla hangi kokuyu takip edeceklerini öğrenmektedirler. Memleketimizdekinden farklı olarak avların seçiminde daha kararlı davranılmış ve köpekler yalnz belirli hayvanları kovmaya alıştırılmıştır. Bilindiği gibi bizde, biraz da kasıtlı olarak kopoylara domuz da, karaca da, geyik de kovdurulmaktadır.
Bu arada pek çok kopoy da av sırasında rastladığı bir tilki veya çakal izini de kovmaktadır. Bizde yalnız tavşan avcıları ayrıldıkları için onların kullandıkları köpekler de yalnız tavşana alıştırılmış olup diğer büyük avları kovalamamaktadırlar. Amerika’da bizde olduğu gibi sürek avları yapılmamaktadır. Buna karşılık avcılar da köpeklerin arkasında avı takip etmektedirler. Bunun için de kopoyların kullanıldıkları avlar av hayvanlarının yapısıyla sınırlanmıştır.
Av hayvanlarına göre kopoy kullanılan avları sıralayacak olursak en çok kullanılan kopoylardan biri Beagledir. Bu küçük kopoy yalnız tavşan avlarında kullanılmaktadır. Bizdeki ada tavşanı büyüklüğünde olan Cottontail tavşanlarının avında hep Beagle kullanılır. Bunun haricindeki adlarını sıralayacağımız bütün kopoylar köpekle yapılmasına izin verilen bütün avlarda kullanılmaktadır. Ancak bunların bazıları adlarını aldıkları bazı hayvanların avlarında daha çokça kullanılırlar. Foxhound ve Coonhound gibi.
Foxhoundlar Amerika’ya ilk olarak İngiltere’den getirilmişler ve orada olduğu gibi atla tilki avında kullanılmışlardır. Bugün silahla yapılan avlarda da nadiren kullanılmalarına rağmen genellikle Amerika’da da kurulmuş bulunan özel atla avcılık kulüplerinde kullanılmaktadırlar. Coonhoundlar, adlarını aldıkları Amerika’ya has Racoon denilen kürklü, kuyruğu halkalı bir zamanlar Amerikan kürk avcılarının postundan şapka yaptıkları bir hayvanın avında kullanılırlar. Racoon genellikle gece avlanır. Gündüz kovuğunda uyuyup geceleri dolaştığı için bu yöntem seçilmiştir. Yaşadığı bölge, ormanların derelere yakın kısımlarıdır. Kovalandığı zaman bir süre sonra ağaca çıkarak kurtulmaya çalışır. Coonhoundlar da özellik olarak yakın takiple avlarını kovalarlar. Genellikle Racoon avında birkaç köpek kullanılır. Bazen uzun süren bir takipten sonra hayvan ağaca çıkar ve köpekler de avcılar gelene kadar ağacın altında havlamaya devam edip oradan ayrılmazlar. El fenerlerinin yardımıyla köpeklerin yanına gelen avcılar, Racoon avında genellikle menzil birkaç metre olduğu için tabanca kullanırlar.
Amerika’da kullanılan, Bloodhound, Black and Tan ve Blue Tick Coonhound, Plothound, Walker gibi adlar almış olan değişik görünümdeki kopoylar özellikle çok süratli ve yakın takip için yetiştirilirler. Buna sebep sürek avının bazı avlar için yasak olmasının dışında sürekçinin de bulunmaması ve bu tarz avlanmaya alışılmamış olmasıdır. Onun için kopoy kullanılan avlarda av hayvanı avcı tarafından da kovalanır. Domuz avlarında birlikte iz süren köpekler domuzu bastırır ve fazla kaçmasına imkân vermez, avcı da yetişerek avını vurur. Geyik avının kopoyla yapılması yasaktır. Amerika’da kopoy kullanılarak en çok yapılan avlar; dağ aslanı Puma, Jaguar, Vaşak ve Siyah Ayı avlarıdır. Bütün bu avlarda köpekler bağlı olarak iz bulunabilecek yerde dolaştırılır. Her zaman 5-6 köpek bir aradadır. Genellikle sürü başı tabir edilen tecrübeli bir köpeğe iz aratılır. Taze izi bulan hayvan havlamaya başlayınca köpeklerin hepsi birden serbest bırakılır. Bazen saatler süren müthiş bir takip başlar. Siyah ayı parsın bir türü olan ve yalnız Amerika kıtasında yaşayan Jaguara ve gene yalnız Kuzey Amerika’da yaşayan Pumaya nazaran genellikle daha çabuk kaçmaktan vazgeçerek ağaca çıkar. Fakat Jaguar, Puma ve hatta Vaşakta bazen bütün bir gün süren takipler olur. Çok çevik olan Jaguarın, fırsatını bulursa avcılar gelmeden ağaçtan atlayıp tekrar kaçmaya devam ettiği de olmaktadır. Onun için köpeklerin ağacın altını hiç boş bırakmamaları esastır. Zaman zaman bu hayvanlar çok sıkıştıklarında, bilhassa kayalık arazilerde veya ağaçtan atladığında köpekler tarafından kaçmasına izin verilmediğinde köpeklerle döğüşe girmekte ve bu arada birkaç köpeği de telef ettiği görülmektedir. Bu tarz köpekli avın en güç yanı avcıya düşmektedir. Zira son derece iyi bir fizik kondisyon gerekmektedir. Bazı seferlerde saatlerce sürecek bir takipte adeta koşar adım köpekleri takip etmeye çalışmak sanırız her avcının kolay yapacağı bir iş değildir. Bazı avcılar sürü başı olan köpeğin tasmasına bir verici takmakta, kendilerinde bulunan alıcıyla da köpekler sesleri duyulamıyacak kadar uzaklaştıklarında yönlerini ve nereye gittiklerini bu şekilde bulmaktadırlar.
Avrupa’da Kopoylar
Avrupa’nın birçok memleketinde pek çok cins kopoy mevcuttur. Konu incelendiğinde, bu köpeklerin de bir çoğunun birbirleriyle karıştırılarak elde edildikleri ortaya çıkmıştır. Ancak çok eskiye dayanan köpek ırkları üzerindeki çalışmalar, belli karakterlerdeki ve görünümdeki köpekleri elde etmeye yaramıştır. Bugün bütün bu cinslerin mümkün olduğu kadar saf kalmasına gayret edilmektedir. Bizim bu konudaki ihmalimiz, tarih boyunca avlarımızda köpek kullanılmasına rağmen, Anadolumuza has bir av köpeği türünü geliştirmemiştir. Hakkında adeta efsaneler anlattığımız Kangal ve Karayaka çoban köpeklerimizin bile menşei Asya’dır ve halen İran, Pakistan, Afganistan bu köpekleri kullanmaktadır. Çoban köpeklerimizin saflaştırma çalışmaları son senelerdedir, fakat ondan önce pek çoğu yozlaşmıştır. Av köpeklerimiz için durum içler açısıdır. Yerli hiçbir cins kuş köpeğimiz yoktur. Osmanlı devrinde kuş avlarında köpek kullanılıp kullanılmadığı bilinmemektedir. Ancak minyatürlerde de görüldüğü ve kayıtlarda da bahsedildiği gibi “zaar” kullanılmıştır. Ayrıca tazılar da kullanılmıştır. Fakat “zaar” olarak kayıtlardaki köpeklerin cinsinin ne olduğu belli değildir. Bugün memleketimizde kullanılmakta olan kopoylar devamlı olarak birbirleriyle ve köy köpekleriyle karışmakta, rengi, şekli uygun olduğu takdirde ava götürülmekte, bazen de hiçbir haliyle kopoya benzemeyenleri, tesadüf sonucu köylerden diğer köpeklerle birlikte ava çıkarak mükemmel av yapmaktadırlar.
Yıllardan beri belli renklerdeki kopoylara bilhassa Marmara yöresinde hep aynı ad verilmiş ve bu adlar kopoylarımızın adeta cinsinin simgesi haline gelmiştir. Macar, Arap, Çakal, Barak nereden geldiği belli olmayan kopoylarımızı oluşturmaktadırlar. Bunların arasından da ayırım yapılarak yerli kopoyumuzu saflaştırma çalışmalarının yapılması lazımdır.
Kopoylar kullanıldıkları avcılık türünden dolayı Avrupa’da da fazla bir eğitime tabi tutulmamışlardır. Kuş köpeklerine verilen eğitimden çok daha azını görmektedirler. İngiltere’nin geleneksel at ile yapılan tilki ve geyik avlarında kullanılan Foxhoundları 20-25 tanesi bir arada olarak avlanırlar. Avcı başının öttürdüğü borusuna alıştırılmışlardır. Bu boru çaldığı zaman toplanmaya alıştırılmışlardır. Öte yandan köpeklere en derinlemesine eğitimi veren Almanlar olmuştur. Kopoyların yanı sıra Drahthaar, Kurzhaar gibi fermalı kuş köpeklerini de büyük avlarda kullanmaktadırlar. Bu köpekler de kısa da olsa ses vererek tilki, tavşan gibi hayvanları kendiliklerinden kovmaktadırlar. Eğitildiklerinden çok iyi kopoy vazifesi görmektedirler. İster kopoy olsun ister diğer cinsler, verilen en önemli eğitim de avı kovarken dahi olsa çağrıldıklarında kovmayı bırakarak sahiplerinin yanına gelmeleridir. Bu şekilde de av uzun süre kovalanmamış olmaktadır. Avrupa’nın da birçok bölgesinde sürek avı yasaktır ve yapılmamaktadır. Bu şekilde de bekleme avlarıyla çok miktarda av görmek mümkündür. Bu görüntü de memleketimizde Avrupa’daki av hayvanlarının ehil olduğu yolunda bir fikir doğurmuştur. Hayvanlar kovalanmadıkları için kaçmamaktadırlar. Süreğin yasak olduğu birçok bölgede bekleme avı yapılırken çok iyi terbiye edilmiş ister kopoy olsun ister diğer cinsler sahibinin yanında beklemekte, av hayvanına atış yapıldığında hayvan yaralı gittiği takdirde sahibinin emriyle hareket ederek avı arayıp bulmaktadırlar. Bunun için de değişik eğitimler verilmektedir. Kopoy cinslerinde dahi, yapı olarak avı bulduklarında sustukları için avın başında oturarak katiyen avı parçalamadan sahibi yanına gelinceye kadar havlamaları öğretilmektedir. Bir diğer şekil, (kopoy olmayan kuş köpekleri de bunda kullanılmaktadır) yalnız avı bulduğu zaman başında havlamasıdır. Bir diğer eğitimde de, yaralı avın peşinde havlamadan giden köpek, avı bulunca tasmasından sarkan bir kayışı ağzına alarak geldiği takdirde, avın düşmüş ve kendisi tarafından bulunmuş olduğuna işaretle, avcı köpeğe kayışını bağlayarak onun peşinden ava gitmektedir. Eğer köpek tasmayı ağzına almadan gelirse av düşmemiş, köpek onu bulamamış anlamına gelmektedir.
Avrupa’da çok çeşitli avlanma şekilleri olduğundan bu avlarda kullanılan pek çok da köpek türü yetiştirilmiştir. Çok kesin bir ayırım söz konusu olmamakla beraber, kopoy veya avı kovalayan köpekleri de yüksek boylular ve alçak boylular olarak ayırabiliriz. Yüksek boylular tahmin edileceği gibi domuz, karaca, geyik gibi hayvanların avında kullanılırlar. Ancak bir istisna ile ki o da Almanların Jagd Terrieri (Av Terieri)’dir.
Bu 30-35 cm. yüksekliğindeki küçük, fırça kıllı son derece atik ve hızlı köpek domuz avlarında da kullanılmaktadır. Domuz, genellikle ufaklığına aldırmamakta ve kaçmamakta, köpek de devamlı havlayarak avcıya yerini belli etmekte, bir yandan da domuza devamlı etrafında dönerek saldırmakta ve şaşırtmaktadır. Bu jagd terrier ve Fox terrier ile Dachshund (Dakshund) yaralı büyük avın yerini belirlemekte kullanıldıkları gibi, tilkiyi ininden çıkartmak için ve ada tavşanı avında da kullanılmaktadırlar.
Bilindiği gibi bizde bazı Ege ve Marmara adalarında bulunan ufak tavşanlar Avrupa’da birçok memlekette karada yaşamakta, toprağı kazarak altında kendilerine yuva yapmaktadırlar. Bu köpekler de bu yuvalara girmekte, giremeyecekleri kadar dar yuvaları da kazarak açmaktadırlar. Bu tavşanlar çok fazla üremekte olup bazı memleketlerde bütün yıl avı serbest olarak yapılmaktadır.
Kaynak: AV DOĞA DERGİSİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder